Hani derler ya; ”İşim gereği bla
bla bla”, işte o hesap ben de işim gereği, normalde seyahat listemizin üst
sıralarında yer almayacak ülke ve şehirlere gidiyorum. İnanın bundan da çok
mutluyum. Yoksa ne zaman görürdüm, Bakü’yü, Doha’yı, Rabat veya Tanca’yı...
Çok kısa süre önce, 5 yıl aradan
sonra bir kez daha, Doha’daydım. Bildiğiniz gibi Doha, Katar’ın başkenti.
Arap Yarımadası'nın doğusunda,
11.521 km2’lik yüzölçümüyle küçük bir ülke konumunda olan Katar, 400
yıl Osmanlı hâkimiyetinde kaldıktan sonra 20. yüzyıl başlarında İngiliz
sömürgesi haline gelmiş. 1971’de İngiltere’den bağımsızlığını ilan eden 800 bin
nüfuslu bu küçük Arap ülkesinin petrol ve zengin doğalgaz kaynakları bulunmadan
önce en büyük geçim kaynağı balıkçılıkmış. Şu anda ise Katar, dünyanın doğalgaz rezervleri
itibariyle en şanslı ülkelerinden biri sayılıyor ve sahip olduğu 25.7 trilyon
metreküp hacmindeki kanıtlanmış doğalgaz rezervi ile, dünyadaki doğalgaz
rezervinin yüzde 15'ini elinde bulunduruyor.
Bugünkü sosyal refahını, sahip
olduğu petrol ve doğalgaz rezervlerine borçlu olan Katar’da kaydedilen bu
değişim, ülkedeki yaşam standardının yükselmesini sağlamış. Tüketim
maddelerinin hemen tamamı dışarıdan temin edilen Katar’da nüfusun çoğunluğu
petrol sektöründe çalışıyor. Geri kalan kısım ise, geçimini halen büyük ölçüde
balıkçılıkla sağlıyor. İşgücünün ancak yüzde 2’sinin tarım sektöründe çalıştığı
ülkede, kişi başına düşen gelir 67 bin dolar civarında. Giderek yükselen refah
seviyesinden dolayı Katar bugün Ortadoğu bölgesinde bir çekim merkezi haline
gelmiş durumda. Ülkede yaşayan toplam nüfusun sadece 200 binini Katarlılar
oluşturuyor. Ülkenin diğer vatandaşları ise Araplar, Hintliler, Pakistanlılar
ve İranlılar.
Ülkenin, Basra Körfezi’nin
kenarında, yaklaşık 1.500.000 nüfuslu başkenti Doha ise, 1825’te Al
Bidda ismiyle kurulmuş, sonrasında ismi Arapça’da “büyük ağaç” anlamına gelen Doha olarak değiştirilmiş. Eskiden
basit bir köy görünümünde olan başkent Doha, bugün yüksek gökdelenler, lüks
oteller, alışveriş merkezleri ve modern yapılarıyla göz kamaştırıyor. Şu anda
başkent olmasının yanında Üükenin ticari ve kültürel merkezi de olan Doha,
Ortadoğu’nun en rahat ve en iyi planlanmış şehirleri arasında yer alıyor.
Ben 5 yıl önce gittiğimde ufak
ufak başlamış olan şehri yeniden yapılandırıp, bambaşka bir boyuta taşıyalım
hareketi, meyvelerini fazlasıyla vermiş. Şehirdeki binaların mimari projeleri
bizzat Emir tarafından onaylanıyormuş ve çoğu abartısız birer sanat şaheseri.
Dubai ile girdiği, batıya
adaptasyon ve markalaşma yarışında, pilot şehir olarak seçtiği Doha ile, son
dönemde atağa kalkan, 15. Asya Oyunları, ATP Tenis Turnuvası ve Moto GP gibi
birçok uluslararası spor organizasyonuna da ev sahipliği yapan Katar,
bildiğiniz gibi 2022 Dünya Kupasına’da ev sahipliği yapacak ve o güne kadar
tamamlanacak 15’in üzerindeki stadyumun hepsinde, dışarıdaki sıcaklık mevsim
itibariyle 40 dereceler civarında olacakken, 22 derecede sabit sıcaklık vaad
ederlerken, bazılarını da turnuva sonrasında demonte edip ihtiyacı olan Afrika
ülkelerine hibe etmeyi öngörüyor.
Arabistan yarımadasında, Suudi
Arabistan’ın baskısı altında olmasına rağmen Doha’da hayat çok laik. Kadınlar
için örtünme zorunluluğu yok, namaz saatlerinde dükkanlar tatil olmuyor, içki
de her yerde serbest.
Gerek tekstil, gerekse yemek
sektöründeki uluslararası zincirlerin bir çoğu Doha’da mevcut. Mutfak olarak
Arap, özellikle de Lübnan etkisi ağırlıklı olarak hissedilse de, yakın zamana
kadar gelirlerini balıkçılıktan sağladıklarından olsa gerek, mutfaklarında
deniz ürünlerinin de ayrı bir yeri var. Özellikle levrekle aynı familyada
bulunan, “Hammur” isimliği balığı, çeşitli soslarla harmanlayıp farklı
lezzetler yaratıyorlar.
Her ne kadar ülkeyi batıya
entegre etmeye çalışıyorlarsa da, haftalık tatilleri hala Cuma günü.
Dolayısıyla, Doha şehir merkezi ve ona giden tüm yollar Perşembe akşamı kilit.
İçinde 4-5 tane büyük ölçekli ve
modern alışveriş merkezi bulunduran Doha’nın oryantal alışveriş merkezi ise Souq
Waqif. Bizim Mısır Çarşısı’nın bir versiyonu diyebiliriz. Birbirini
kesen sokakların içi, baharat, tekstil, yedek parça veya hediyelik eşya vs.
satan dükkanlarla dolu. Şehirdeki modernleşmeden, İran Pazarı’da denen Souq
Waqıf’ta nasibini almış ve dükkanlar aynı bizim Kapalıçarşı’daki gibi, sanat
galerisi, modern cafe veya niş restoranta dönüştürülmeye başlanmış.
Oryx(çöl keçisi), aynı zamanda
ulusal bir sembol ancak hediyelik bişeyler almaya kalktığınızda illaki de figür
olarak deve J
Son olarak, THY, Qatar Airways ve
Emirates (aktarmalı olarak) her gün İstanbul’dan Doha’ya uçuyor. Doha’nın belki
turistik bir değeri olmayacağını düşünüyor olabilirsiniz ama ev sahipliği
yaptığı etkinlikleri, son derece modern otel ve restorantları, mimari şaheser
binaları, Korniş’i ve Mathaf’ı (modern sanat müzesi), Dubai’deki
The
Palm’ın karşılığında 2004’te inşa etmeye başladıklar The
Pearl’leri, muhteşem deniz ve deniz ürünleri, çok iddialı bir şekilde
hazırlandıkları 2022 Dünya Kupası Organizasyonu ile Doha size bunun aksini
kanıtlamaya kararlı.
0 yorum:
Yorum Gönder