15 Şubat 2010 Pazartesi

Kör Agop Meyhanesi...


Bu aralar üzerimizde bir uğursuzluk var. Elimizi atsak kötü bir mekana denk geliyor. İstanbul bir derya deniz, istiyoruz ki yeni yerler keşfedelim, Cibalikapı ayarında 2-3 mekanımız daha olsun lakin nafile. Ya biz hep körü tercihler yapıyoruz ya da işletmeciler bizim beklentimizi karşılamaktan çok uzak.

Hafta içi, dükkandaki arkadaşlarımdan biri TRT 2'de Kumkapı ile ilgili bir belgesel seyrettiğinden bahsetti. Çok hoşuna gitmiş. Ben de "en ünlü meyhane hangisiymiş" dedim. "Kör Agop" dedi. Hemen internete girildi, Kör Agopla ilgili tüm bilgilere erişildi, özümsendi, kötü hiçbir yoruma rastlanmadı. Hemen ardından Koca arandı, süper bir mekan bulunduğu iletildi, o gece maç olduğu ile ilgili serzeniş dinlendi ancak sonuç olarak madem bu kadar "meşhur!", maç boşverilerek gidilmeye karar verildi.

Cumartesi gecesi, hafif ön sevgililer günü kutlaması modunda giyindik süslendik, Kumkapı'ya gittik. Kör Agop'tan içeri girdik, ortalık yıkılıyor. 3 tane uzun masa ve bir de cam kenarı sanırım daha ilk şarkıda hoppidi hoppidi ayakta. Ama başka yer yok. Garsona rezervasyonumuz olduğunu söyledik, buyrun üst kata dedi. Çıktık. Bomboş bir salon, 2 masa var ama sonradan anladık ki onlar köşe başındaki kebapçıya gidecekmiş, yollarını şaşırmış. Moduna girmeyeceksen, raconunu uygulamayacaksan ne işin var meyhanede. Kenarda bi masaya otturttular bizi. Yıkılmış vaziyetteyim ama çaktırmamaya çalışıyorum, o herşeyi değiştirecek anın beklentisi içindeyim. Sanırsınız alt katta düğün salonu var, siz üstte bir dernek lokalinde yemek yiyorsunuz. Yani illa grupla mı gidilmesi gerekiyordu, iki kişi meyhaneye gidip eğlenemek isteyemez mi?

Umutla beklediğim meze tepsisi geldiğinde, zaten herşey bitmişti benim için. Ortaboy tepsinin 1 sırası zaten boştu. Ya 6 yada 8 tane meze vardı. İkisi kavun peynir. Midye gördük aşağıda var mı? Dışarıdan getiriyorlar, gelirse getiririm. (Gelmedi) Lakerda? E vaaar. E alalıııım. Şeklinde geçen, ağızdan zorla alınan laflarla verilen siparişler, zoraki iş yapan garsonlar, hiçbir özelliği olmayan yemekler, mecburen bir kez yukarı çıkan fasıl heyeti ve inanmazsınız 10.30'da çıkılan bir meyhane.

Çok ama çooook kötü bir tecrübeydi. Yaklaşık 72 yıl önce Agop İnciyan tarafından, ucuza içki içebilmek için açılan ve sonrasında eşi Martha'nın mezeleriyle ünlenen mekan şu anda 3. kuşağın elinde, dedenin kemiklerini sızlatacak kadar kötü bir performans sergiliyor. Yazık.

0 yorum:

Blog Widget by LinkWithin

Etiketlerim..

...

"Hayat, özellikle, yazılanları okumak, çekilenleri seyretmek ve tabii ki pişirilenleri yemek için çok kısa, biraz koşmak lazım... "
myspace graphics

Free Counters

Hayatın İçinden...

 

Divitim... | Creative Commons Attribution- Noncommercial License | Dandy Dandilion Designed by Simply Fabulous Blogger Templates