20 Temmuz 2007 Cuma

Harry Potter ve Ölüm Takdisi...

Aşağıdaki yazı ile benim ne kadar "Herkes gider Mersin'e, ben giderim tersine" biri olduğumu daha iyi anlayabileceğinizi düşünüyorum. Paylaşacağım konu, benim için, gerçekten önemli ve sinir bozucu. "Hadi canım", diyebilirsiniz, dalga geçebilirsiniz. Hiç önemli değil, ben çok ama çok mutsuzum.

Hayırdır inşallah? Nedir bu kızın sıkıntısı? diye olurda merak ederseniz, konu Harry Potter serisinin son kitabı, "Harry Potter ve Ölüm Takdisi".

Kitap yayımlanmaya başladığı ve ilgilileri arasında bir fenomen olduğu ilk günlerde ben bir "çocuk" kitabı için vaktim olmadığını söyleyerek, bi havalarda dolaşıyordum ortalıkta. Miniş'in uzuun süre ikna çalışmaları sonucunda, bi başladım, tam başladım. 6 kitabı bitirmem 1 ay sürememiştir. Gerçi seri kitap veya filmlerde, ürünü çıkar çıkmaz tüketince kendime accayip gıcık oluyorum. 2-3 günde okuyup, yayımlanır yayımlanmaz seyrediyorum. Sonra değişen sürelerde yeni kitap, yeni bölüm, yeni film çıksın diye bekliyorum.

Neyse lafı uzattım. Harry Potter'da neyi bu kadar beğendin diye sorarsanız, cevabım JK Rowling'in hayal gücü ve en ince detayına kadar yarattığı dünya.

Büyücüler dünyası dediğinizde aklınıza gelen basit süpürgelerle uçmak veya 1 tutam davultozu, 1 yengeç bacağı vs ile yapılan büyülerden bahsetmiyoruz burada. Komple bir kültür ve yaşam tarzı bize sunulan. Aile hayatlarından, yaşam tarzlarına, eğitim sistemlerinden birbirleriyle ilişkilerine kadar.

Yarın, yani 21 Temmuz ise serinin takipçileri - malesef yurt dışındakiler - için çok önemli bir gün. Çünkü aylardır özel güvenlik önlemleriyle saklanan, yazarın son noktayı koyduktan sonra 2 saat ağladım dediği, önemli kahramanlarından 2'sinin öleceği, serinin 7.kitabı yarın yayımlanıyor. Peki ya bizde. İyi ihtimalle Eylül'de.

Eee, herkes okuyup öğrenecek, sonu hakkında, olaylar hakkında yazılar akmaya başlayacak, biz hala bekliyoruz. Ya bu olabilecek bişey mi? Eğer değişmediyse, kitaplar Yapı Kredi Yayınları'ndan çıkıyor. Peki niye aynı anda değil. Hadi bekleme faslını geçtim ama o yorumlar, kulaktan kulağa yayılan söylentiler. Birini okumasan, duymasan, diğerine gözün takılacak, kulağın duyacak.

Çok mutsuzum çoook...

(Yazı sonunda bu mudur diye kendinize soruyorsanız, BUDUR. Hiç heveslenmeyin, zamanında sopa yemişliğim de vardır:)

0 yorum:

Blog Widget by LinkWithin

Etiketlerim..

...

"Hayat, özellikle, yazılanları okumak, çekilenleri seyretmek ve tabii ki pişirilenleri yemek için çok kısa, biraz koşmak lazım... "
myspace graphics

Free Counters

Hayatın İçinden...

 

Divitim... | Creative Commons Attribution- Noncommercial License | Dandy Dandilion Designed by Simply Fabulous Blogger Templates