Özgü Namal’ın Merhamet’teki
performansı ve kulaktan kulağa yayılan “Aaaaa! Çok başarılı!” yorumlarının
rüzgarıyla gittim Kuçu Kuçu’ya, dün akşam. Yani beklentim yüksekti. Ama ne
yalan söyleyeyim, biraz hayal kırıklığına uğradım.
Fransız yazar Farrice Roger –
Lacan’ın yazıp, Kerem Ayan’ın yönettiği oyun özünde bir hesaplaşma öyküsü. İki
kişilik oyunda Melda’yı Selen Uçer, Melis’i Özgü Namal oynuyor.
Kocasının patronunun adasına, ailecek
haftasonunu geçirmek için gelen kadın, patronun görgüsüz karısıyla, kocaları
gelene kadar 2.5 saat geçirmek zorunda kalır ve niyeti beklerken istirahat
etmekken, ev sahibesinin geçmişten gelen hesaplaşmasını ortaya çıkartmaya, “Kuçu
Kuçu” zamanlarına dönmeye ihtiyacı vardır.
Oyun boyunca hissettiğim şey,
belki de yüksek beklentiyle koltuğa oturmaktan ötürü, hep bişey olmasını
beklemekti. Ama o ”bişey”, bi türlü olmadı. Oyun bi türlü akmadı. Metindeki
tekrarlar, devamlı içki alıp bırakmalar, sahne içindeki yapmacık kovalamaca ve
kavgalar çok yordu beni.
Sanırım oyunda tek beğendiğim
nokta, Selen Uçer’in oyunculuğu oldu. Açıkçası ben Özgü, muhtemelen süperdir
diye düşünüyordum ama yanılmışım. Belki 6 yıldır sahneden uzak kaldığı için, belki
televizyonda daha iyi olduğu için, belki de sadece gününde olmadığı için çok
donuk ve tekdüzeydi. Diğer taraftan Selen Uçer, gerek kıyafeti, gerek sahnedeki
duruşuyla Melda’yı üzerine giymiş. Hem şımarıklığı, hem de geçmişten gelen
öfkesini metin arasındaki gidiş gelişlerde çok iyi yaşıyor ve yaşatıyor.
0 yorum:
Yorum Gönder