Nordik yazarların kitaplarını
okumak, bizim gibi Amerikan veya Anglasakson kültürlere alışık okur kitlesi
için biraz zordur. Çünkü ne isimler, ne lokasyonlar, ne de kaligrafi tanıdık
olmadığı için, okurken süreci takip etmek oldukça zor olur. İşte bu yüzden,
Nordik cevherler bizim entellektüel piyasaya pek giremedi yakın zamana kadar.
Bu kuralı ilk bozan, Ejderha
Dözmeli Kız serisi ile, Steig Larsson oldu. Eğer ölmemiş olsaydı da, gerçekten
çok daha iyi işler çıkartabilecek bir
yetenekti. Geçtiğimiz ayda, dünya
çapında 15 milyondan fazla satan Jo Nesbo’nun ilk kitabı çevrildi tükçeye. Ve
görünen o ki Larsson’un araladığı kapı, Nesbo ile sonuna kadar açıldı.
Dolayısıyla da devamının geleceğini bekleyebiliriz.
Jo Nesbo’nun dilimize çevrilen ve
geçtiğimiz ay yayımlanan kitabı Nemesis, esasında, Nesbo’nun yarattığı Harry
Hole karakterinin maceralarını içeren, şimdiye kadar, 9 kitaplık serinin 4. kitabı.
Yani biz mevzuya biraz ortasından daldık. Twitter’da Doğan Kitap’a bunun
sebebini sorduğumda, “Yurtdışında
çalıştıkları ajansın bu kitaptan başlamalarını önerdiğini ve onların her daim
en iyi kitapları yayınladıklarını” söylediler. Halbuki bence esas sebep,
ilk 3 kitabın henüz Amerika’da da yayınlanmamış olması, yani lisans problemi.
1960 doğumlu Nesbo, ekonomi ve
işletme okumuş. 9 kitaplık Harry Hole serisinin ilk kitabı olan “The Bat –
Yarasa”yı ise, 1997 yılında yazmış. Nemesis ise, 2002’den. Yani 10 yıl gecikme
ile elimizde.
Oldukça kendine has bir dili ve
anlatım şekli var Nesbo’nun. Açıkçası alışana kadar belli noktaların üzerinden
1-2 defa geçmek gerekebiliyor ama kitap o kadar zekice kurgulanmış ki, finale
geldiğinizde, ağzınız açık, beyniniz şaşkınlık içinde kalıyor.
Bir banka soygunu sahnesiyle
açılan Nemesis, iç içe farklı 2-3 hikaye ve geçmiş ve geleceğe çokça gönderme
içeriyor. Dolayısıyla, 4. kitaptan seriye başlasanız bile, ilk 3 kitaptan süre
gelen ana hikayeyi yakalayabiliyorsunuz ancak bu sefer de detayları da merak
etmeye başlıyorsunuz.
Ben, son dönemde pek
rastlamadığım kalite ve zekadaki bu kitabı size şiddetle tavsiye ederken, dipsomanik
kimliğim ön plana çıktığı için, The Bat’i okumaya başladım bile. Bakalım hayat
Harry Hole için nasıl başlamış ve bugüne kadar gelmiş.
0 yorum:
Yorum Gönder