12 Haziran 2014 Perşembe

Bursa'nın Şar Dağları'ndaki Devamı, Üsküp...


7 günlük, “Ballı – Kanlı” bir rotada, toplamı otobüsle 1.850 km süren, seyahatimin ilk duraklarındandı Üsküp. Küçücük, modernle eskinin bir arada olduğu, son dönemde kendine bir kimlik yaratmaya çalışan, Vardar Nehri’nin ikiye ayırdığı bi şehir.

Tarihçesi elbette bize dokunuyor. Yıldırım Beyezıd'in 1392'de fethettiği ve 522 yıl Osmanlı hakimiyetinde kalan Makedonya’nın başkenti Üsküp.

Makedonların "Kamen Most / Stone Brige" dediği, 2. Murat’ın yaptırdığı, Vardar nehrinin üzerindeki taş köprü, şehrin iki yakasını sanki iki farklı medeniyeti birbirine bağlar gibi duruyor. Nehrin kuzeyi türk/müslüman kısım, güneyi ise hristiyan kısım olarak anılıyor.



Köprünün bir tarafı, kalesi, “Baş Çarşı”sı, camileri, arnavut kaldırımlı sokakları ile bakımlı bir orta anadolu şehrine benziyor.



Diğer tarafa geçtiğinizde ise, geniş caddeler, modern binalar, nehir kenarı cafeleri ve meydanlar karşılıyor sizi. Alexander Square, belki de son dönemdeki hassasiyetimizden bana biraz öyle geldi ama, şimdiye kadar gördüğüm en güzel düzenlenmiş meydanlardan biri. Bi kere meydanda hoperlörle klasik müzik yayını yapılıyor. Hepsi yenicene yapılmış olsa da, yirmiden fazla heykel var sanırım burada ve tabii ki en görkemlisi meydanın ortasındaki Büyük İskender.



Diğer heykellerde de, ülkenin tarihinde yer edinmiş şahıslar ve olaylara ait birer gönderme var. İçlerinde beni en çok etkileyeni  26 Temmuz 1963'te meydana gelen ve bin 70 kişinin hayatını kaybettiği Üsküp depremi anısına şehrin içine serpiştirilmiş, “Unutma, Unutturma!” heykelleri oldu.

 
Ve bir de çok başarılı modern tasarımlar var...




“Kaybolan Şehir” şiirinde, Yahya Kemal Beyatlı'nın "Üsküp ki, Şar Dağı’nda devamıydı Bursa’nın" dediği şehrin, yukarıda saydığım özelliklerinin yanına eklenmesi gereken son bir özelliği de bence, 2000 yılında, ülkedeki azınlıklara "hıristiyan" bir ülkede yaşadıklarını unutturmamayı amaçlayarak, Şar Dağları’ndaki Vadno Tepesi’ne diktikleri, gece karanlığın ortasına gökten sarkıtılmışçasına insanın gözünü alan, şehrin her yerinden görülebilen, 66 m yüksekliğindeki haç.


0 yorum:

Blog Widget by LinkWithin

Etiketlerim..

...

"Hayat, özellikle, yazılanları okumak, çekilenleri seyretmek ve tabii ki pişirilenleri yemek için çok kısa, biraz koşmak lazım... "
myspace graphics

Free Counters

Hayatın İçinden...

 

Divitim... | Creative Commons Attribution- Noncommercial License | Dandy Dandilion Designed by Simply Fabulous Blogger Templates